gıcıkanne

Geçmişte çevremdeki bazı annelerin verdiği tepkileri, ancak anne olduğum zaman idrak edebilmek normal olsa gerek… Bazıları halen bana tuhaf geliyor olsa bile, şimdi empati kurabiliyorum. Empati kurmaktan öte kendim de uygulamaya geçtim hatta…

İyi niyet örülü taşlardan hoplaya zıplaya gelen teyzeleri, amcaları çok iyi biliyoruz artık.

Çok sıcakkanlı bir toplum oluşumuzu, aile ve çocuk kavramına verdiğimiz önemi biliyor ve takdir ediyorum ama bazen anneleri de sabır testinden geçirdiğinizi düşünmüyor musunuz?

Ben eskiden anlayamıyordum mesela…

Yıllar önce bir alışveriş merkezinin asansöründe bir arkadaşım, pusetinin içinde oturan minik, sevimli bir bebeğin yanağını okşamaya kalktığında, “yalnız dokunmuyoruz lütfen” tepkisiyle karşılaşmıştı annenin. Ben de bu tarz tepkilere alışmadığımız için çok garipsemiştim.

Amaan ne kıymetli evladı varmış, hıh” diye düşünmedim ama bizim toplumda genelde bu tarz durumlarda anne gülümser, bu kadın niye uyardı ki şimdi diye düşünmüştüm.

Şimdi anlayabiliyorum… Benim oğlumu da sokakta sevenler oldu, ben uyarıda bulunmadım ancak bazı durumlarda kendimi zor tuttuğum da oldu.  Yani ben çok kirli olduğunu bildiğim ellerimle nasıl ki hiçbir bebeğe dokunmuyorsam, kocaman avucumla çocuğun kaşık kadar suratını sıvazlamıyorsam, siz de biraz dikkatli olun lütfen.

Azıcık hijyen…

Ya da dokunmaya çalıştığınızda puseti ters tarafa ittirdiğimde ve hala sahte bir gülümsemeyle diğer yana çekildiğimde de ters ters bakmayın… Ya da bakarsanız bakın…

Misal, “ileride nasıl olsa yiyecek, bari küçükken tatmasa” kategorisine giren çikolata, şeker türevlerini genel olarak uzak tutmaya çalıştım.  Anneliğimin hiçbir noktasında aşırıya kaçan birisi olmadan…

Doğum gününde ısmarladığımız çikolatalı pastadan da vermeyecek değildim, ancak sonraki zamanlarda tatlıların tadına çok nadir baktı, hatta çoğunlukla kendi dahi istemedi.

Yine de çocuğun ağzına zorla “bak oğlum ama tatlı bu tatlı, hımmm, o kadar güzel ki” diyerek kaşığı sokmaya çalışmak ya da özendirmek nedir?  Sanki zorla sebze yediriyoruz… Hazır istemiyorken bu ısrar neden?

Ana-oğul uzaylıymışız gibi bakmayın bize. Yemek istemiyor olamaz mı?  Eskiden çekiniyordum ancak şimdi söylüyorum “pek alışkın değil yemiyor” diye cevap veriyorum. Yine de NAZİKİM ama bak..de işte… Böyle durumlarda ağzını sıkı sıkı kapatan ben, açıyorum artık…

Şeker mevzusu var bir de… Bizde çocuklara mutlu olsun diye şeker verme âdeti yok mu?  İşte beni el-aleme(!)  karşı “gıcık anne”  durumuna düşüren bir vaka daha… “Yemez ısrar etmeyin” diyorum yok illa ki verecek, kaçış yok… Hayır yese, zaten alma oğlum diye elinden çekip alacak değilim… zorlamasak mı durumu?

Bir de şeker vermek, çocuğu yanına yaklaştırmak için balığa yem atıp yakalamak gibi oldu… Hemen hemen her teyzenin çantasında “acil durum şekeri” mevcut.

Geçenlerde bir tanesi oğluma bir tane vermek istedi. Bizimki öyle şekerleri bilmez, kadının suratına bön bön baktı bu ne diye.  Kadın daha da bir şaşırdı, “bu ne biçim çocuk”  gibi bakıyor.  Bizimki eline aldı şekeri, evirip çeviriyor. Sonra pek ilgilenmedi, ben de davranıverdim o esnada, “bu tarz şeker görmediği için ne olduğunu bilmiyor, ondan” dedim.

Peki, ne yaptı dersiniz?

Beş dakika sonra çantasından farklı bir şeker çıkarıp verdi ?!! Yine aynı muameleyi görünce “ama demiştim size yemiyor” diye fısıldadım sinsice, ehehe…

Neyse ki çok(!) kibarım da bu gıcıklık meselesini pek uzatmadım.

Besin gurusu anne değilim,  kek de yer, kraker de yer, sebze de… Öyle organik ve her daim ultra taze yiyeceklerle beslemek gibi özelliklerim yok, biz ne yersek Berk oğlan da onu yer.

Yalnız, dikkat ettiğim bazı şeyler var, onları koruyabilmek için adım gıcığa çıkacaksa varsın çıksın…

En hassas olduklarımdan birisini sona sakladım…

Sıkıştırarak, mıncıklayarak ve dahi haykırarak zorla sevenler…

Buna henüz net bir tavır koyamadığımdan muzdaribim aslında.  Bazı şeyleri zorla yapmayı sevdiğimiz gibi, çocukları da zorla sevmek istiyoruz. Çocuk karşı geliyor, direniyorsa da adı “yabani” oluyor.  

Gücünün üstünlüğüne güvenerek minicik çocuğun kollarını sıkı sıkı bağlayıp zorla öpmeye karşı çıkmak yabanilikse, seve seve yabani olabilir bence.

Ki şuraya aç parantez, gayet sıcakkanlı bir çocuktur, hoşlandığı insanlara gidip kendisi sarılır ve yakın davranır kapa parantez…

Hele ki sonradan edindiğim bilgilerle, çocuğu zorla öpmenin çocuk mahremiyetini delerek, ileride olası bir taciz halinde ses çıkaramama ihtimali olduğunu öğrendiğimde dehşete düştüm.  Biliyorum, bunlar hep iyi niyetten, biz de böyle sevildik küçükken ama bunları duyunca da telaşlanıyorum…

Onun da küçük dahi olsa isteklerine saygı duyulmaya ihtiyacı olduğunu düşünmek, çok mu bilmişlik…

Bazen sesim de istemesem de “bilmiş” çıkıyor, varsın çıksın. Tüm bunları düşünmek, yeri geldiğinde üslübuna uygun şekilde karşı çıkmak,  “gıcık anne”  olmaksa eğer, aldım kabul ettim ben…

Ziyade olsun…

 

 

 

Foto: pixabay.com