hasta1

Pazar günü başlayan rahatsızlığım devam edince, hafta içi devamı gelecek bir dizi hastane ziyaretimiz oldu. Hafta içi dört gün rapor aldım ve işe gidemedim, evde dinlenmem gerekti.  Tabii normalde ben işe giderken Berk’e bakan anneanne ve babaanne, bir de hasta anneyle ilgilendiler haliyle.

23 aylık bir çocuk, annenin hasta olmasından ve dinlenmesi gerektiğinden takdir edersiniz ki pek anlamıyor. 🙂 Yatak odasına gidip dinlenmeye kalksam bile, evde olduğumu bildiği için “Annesiiiiii, nerdesinnnnn” diye haykırıp bütün odalarda beni arıyor ve yatak odasının kapısını açarak yatağa yanıma zıplıyordu. Anne geldi ya, oyun oynayacak tabi 🙂 Büyükler, ilgilenmeye ya da dikkatini dağıtmaya kalksalar bile, onlarla değil, benimle oynamak istiyordu.

Hadi oynamak istese yine iyi… Yemek mi yedirilecek, “anne yedirsiiiiiin”, altı mı değiştirilecek  “annesi değiştiiiiiir” ,  kucak mı istiyor, “annesi hopppaaaa”, uykusu mu geldi “annesi dandinnn” diyerek bütün beklentilerini benimle gidermek istiyor ama sor bakalım be mübarek, annesinin eli karnında, sancıdan iki büklüm kıvranırken, kolunu dahi kaldırmaya mecali var mı? 🙂 -“Oğlum bak annesi hasta oldu” dediğimde “Annessiiiiii hatta olduuuu” diye tekrar ediyordu. Ben de acındırma taktiği uygulayarak dudaklarımı büzüyor, durumun vehametini çocuk diliyle anlatmaya çalışıyordum ama nerdeeee 🙂 O da aklınca beni kandırıp, öperek ve şirinlikler yaparak, buna rağmen olmazsa tepinip ağlayarak isteklerini yaptırmaya çalışıyordu.

Sonucu söylememe gerek var mı bilmiyorum, tabi ki de durumdan kendisi galip çıktı. Annesi kalktı ayaklarını ısıttığı sıcak su torbasının yanından ve sarındığı battaniyesinin altından; bezledi, yedirdi, uyuttu, oyun oynadı… Bazılarında şükür ki anneanne, babaanneye de görev verdi sağ olsun.

Bir de beni yatarken görünce, üzerime çıkıp tepinmek, zıplamak, karnımın üzerinde ayakta durmak istediği ve başardığı zamanlar oluyordu ki tam bir “altta kalanın canı çıksın” durumu yaşadığımızı söylememe gerek var mı bilmiyorum 🙂  Dedim şimdi burada içi dolu su balonu gibi patlayacağım, Allah’ım sen iyileştir bu kulunu… 🙂

Demek ki anne olduğun zaman, öyle “ayyy, vayyyyy, çok ağrıyoooo” diye şöyle rahat rahat inleyerek, nazlanarak hasta olmak bir lüks sayılıyormuş. Öyle hiçbir şeyi düşünmeden, sessiz sakin, yatak döşek yatmak da pek mümkün olmuyormuş, bunu da tecrübe ediyorum yavaş yavaş 🙂 . Hatta yatar konumda biraz daha fazla vakit geçirerek çocukla ilgilenmek için bazı pratik yöntemler geliştirebildim mesela… Bu çocuklar insanı ne hale getiriyor, bakar mısınız?

-Bezlemeye yapacak bir şey yok, el mecbur o yataktan kalktım. Yemek sırasında da benzer şekilde, mama sandalyesinde yemesi için yine kalkmak zorunda kaldım ama en azından meyve gibi ara öğünler için tabağını alıp yanıma gelmesine izin veriyordum, benim yanımda kendisi yiyor ya da istiyorsa ben yediriyordum.

-Uyutma kısmına gelince, daha önce sallanarak uyuduğunu söylemiştim. – Maalesef ne kadar denediysek, kendi kendisine uyumasını henüz sağlayamadık. – Ben de yastığı ayaklarıma koyup kendim de uzanıyordum ama bu sefer de uyurken el ele tutuşmamızı istediğinden, durum biraz zorlaşmıştı. Ben de onu kendime biraz daha çekip hem uzanmayı, hem de el ele tutuşmayı mümkün hale getirdim- ne yapayım?

-Oyun oynama kısmı en uygun yapılabilir aktivitemizdi. Yine yatağın bir kenarında ona ve oynayacağı malzemelere yer açıyordum. Bazen ben yatarken yanıma oturuyor, bacaklarının üzerine de oyuncağını koyuyor ve birlikte oynuyorduk. Bazen de yanımda ayakta duruyor, oynayacağı malzemeleri yatağıma yanıma koyuyor ve birlikte oynuyordu.  Tabi bisikletini üstüme çıkarıp sürmek istediği de oldu, itirazlarım neticesinde her oyunu bu şekilde oynayamayacağımızı anlattım zor da olsa 🙂

Hastaydım ama işin en güzel yanı, oğlum biraz daha büyümesi ve ilk güne nazaran annenin sürekli yatmasından bir şeylerin ters gittiğini anlamasından olsa gerek, daha bir sevecen olmasıydı… Gelip gidip sürekli öptü, sarıldı, sırnaşıp durdu, ben de bu durumdan bol bol faydalandım. İlaç gibi geldi bana. Moralim düzeldi, daha iyi hissetmemi sağladı. Bir de, bu hafta neredeyse tüm gün onun yanında olduğum için bolca vakit geçirme fırsatımız oldu. Biraz da iyi yönünden bakalım ama değil mi? 🙂

Foto: http://pixabay.com