Dünyaya minicik, mis kokulu bir bebe getirme arzusu sanıyorum birçok ailenin yüreğinde saklı. Özellikle belirli bir yaşa gelip, meslek sahibi olarak/ya da olmadan, evlenip barklandığımızda bu durum arzu ile birlikte adeta bir ihtiyaca dönüyor. Sadece bizim değil, evlendikten bir süre sonra gözümüzün içine bakan anne-babalarımızın, eş, dost, akraba, amca-teyze grubunun da gizliden ya da açıktan yaptıkları söylemlerinin de buna etkisi oluyor.
Birey bunu istiyor ama neden ister acep konularına girmeyeceğim, herkesin kendine göre ya da toplumsal bakış açısı ile ortak nedenleri var olabilir. Genelde neden çocuk istediğimiz ya da neden istemediğimiz de bellidir.
Benim burada üzerinde durmak istediğim birkaç husus var:
• İnsanlar etraflarında gördüğü çiftlerin çocuk sahibi olmasını neden bu kadar arzuluyor, onların isteklerini, beklentilerini umursamadan, “çocuk ne zaman”, “bak yaşınız geçiyor”, “gez gez nereye kadar oturun da çocuk yapın(!)” diyerek onları bunaltıyor? “Yahu teyzem, ben doğuracağım da sen mi bakacaksın acaba çocuğa, nedir bu sorular?” diyesi gelmiyor mu insanın? Geliyor gerçekten!
• Kişi kendini hazır hissetmeden, “evlendik ya artık bir çocuk lazım”, ”çocuksuz aile olmaz” gibi düşüncelerle neden çocuk yapmak istiyor? Çocuk zamanı geldiğinde tamamlanması gereken bir “proje” mi? Etrafında çocuk sahibi olan çiftlere sırf özendiği için meydana getirilmesi gereken bir varlık mıdır sadece çocuk?
• Bazıları neden anne/baba olmayı, sanki kariyer yapıyormuş gibi onu yükselten, başka bir pozisyona geçiren bir durum göstergesi gibi algılıyor?
Ne olursa olsun bir çocuğun; kişinin kendisini az-çok hazır hissettiği zamanda, yüreğinde sevdiği insanla birlikte paylaşabilecekleri en mucizevi varlık olarak ona yer açtığı zamanda yapılmasının daha uygun olacağının görüşündeyim naçizane.
Kişinin anne –baba olmaya, bunun getirdiği maddi –manevi sorumluluklara hazır olacağı bir anda çocuk sahibi olmayı istemesi sanırım en önemli nokta. Sadece zamanı geldiği ya da artık çocuk sahibi olmak gerektiği (!) için bir can dünyaya getirmek bana o çocuğa yapılmış bir haksızlık olarak geliyor.
Çocuk sahibi olmak, onu dünyaya getiren anne-baba özellikle de anne için öyle görevler barındırıyor ki çocuk sahibi olmayı yürekten, “çok derinden” istemek gerek bana göre. Hani bazen büyükler “şu sevginiz olmasa çekilecek dert değilsiniz” derler ya…. Herhalde insanın hayatı boyunca bu kadar eziyetini, bu kadar gönüllü çekebileceği başka bir durum daha yoktur. Yani sadece “çocuk sahibi olmak gerek” görünümü altında çocuk yapılmamalı, demek oluyor ki bana göre, her birey çocuk sahibi olmamalı.
Şimdi buradan hareketle işi bir de şu boyutundan ele almak istiyorum.
Her birey çocuk sahibi olmak zorunda mı?
Tabii ki değil, hatta bence bunu yapamayacak, bu sorumluluğu kaldıramayacak, ya da bir şekilde istemeyen ama partneri istediği için boyun eğecek olanlar çocuk yaparken oturup enine boyuna düşünmeli…
İnsanlara çocuk sahibi olun diye diretmeyin sevgili yurdum insanı. Gizli bir köşede sıkıştırıp ya da herkesin içinde “çocuk, çocuk” minvalinde tutturmayın.
• Kişi çocukları sevmiyor olabilir, çocuk sahibi olmamak, karı-kocayı aile olmaktan çıkarmaz.
• Her evlenen ya da aile kuran çocuk sahibi olacaktır diye bir şart yoktur, bunu bilakis tercih etmeyen sayısız çift var. Bu şekilde mutlu hisseden, çocuğu olursa daha da mutsuz olacağını hayatının altüst olacağını düşünen insanlar var.
• Çocuk sahibi olabilmek için henüz hazır değildir, biraz gezip tozmayı, belki evin taksitini filan bitirmeyi, kısacası hazır olmayı bekliyordur, ne dersin?
• Daha da zor olanı, belki çocuk sahibi olamıyordur, belki tedavi görüyordur, ya da hiçbir zaman istediği o evladı kucağına alamayacaktır. Beklentiye girip, baskı yapıp kanayan yaraya tuz basmanın ne gereği var?
Bir de ailelerini görüp, keşke anne-baba olmasaydı diyerek acıdığım çocuklar var. Hemen her gün gazetelerde, televizyonda, sosyal medyada karşılaştığımız; ensest- taciz-istismar vakalarını bizzat ailesinde görüp yaşayan, zorla çalıştırılan, itilip kakılan, hakarete, dayağa, işkenceye maruz kalan bir sürü günahsız, masum, çocuk…. Daha iyi ihtimalle, ailelerinin hırslarına kurban edilmiş, başarıyla zorlanan, sürekli başkalarıyla kıyasa bırakılan, küçümsenen, takdir göremeyen, kısaca sadece evlat olduğu için sevilemeyen, saygı duyulmayan çocuklar…
Şimdi bunları gördükçe ben soruyorum, her birey gerçekten çocuk sahibi olmalı mı?
Foto: www.pixabay.com