Annem hep söylerdi;
“Sen 3 aylıkken alırdım seni karşıma “bak kızım bu kaşık, bu kalem” diye seninle konuşurdum, arkadaşlarım bana deli derdi. Eş-dost “konuş konuş anlayacak tabi şimdi cevap verecek sana!” diye söylenirdi. Ben sana yine de hep anlattım, ne yaptıysam, seninle onun hakkında hep konuştum, sen bana boncuk boncuk baktın, ben yine devam ettim anlatmaya. “Olsun, bugün anlamaz belki ama kulak dolgunluğu olur” derdim… Sen 1,5 yaşına geldiğinde bize 3 kelimelik cümlelerle derdini anlatırdın. Sonrasında da kendini çok rahat ifade edebilen, hiç susmayan mini mini bir kız oldun”….:)
Annemin bu sözleri, bana oğlumla olan iletişimim ve onun konuşma becerisini kazanması için yaptıklarımda esin kaynağı oldu.
Ben de aynen Berk 3 aylık olduğunda başladım anlatmaya, “Bak oğlum, bu bardak, bu kaşık, bak bu araba, bu da kalem”…. Şu an 21 aylık ve anlatmayı hiç bitirmedim… Aksine asıl sohbet şimdi başlıyor 🙂 Düşündüm ki kendini ne kadar çabuk ifade edebilirse, hırçınlık, taşkınlık ya da ağlama diye nitelendirdiğimiz hareketleri o kadar azalır. Çünkü çocuklar için bebeklikten başlayarak ağlama, itme, saç çekme, vurma gibi davranışlar aslında konuşamadıkları için kendilerini ifade etmeye çalıştıkları birer yöntem.
Yapmaya çalıştıklarımı sadece tek başıma yapmadım, öncelikle babası ile bu konuda birlikte yol aldık. Aynı zamanda ona bakan anneannesi, babaannesi, dedesi gibi büyükleri de onu teşvik ettiler.
- Onun kendini ifade etmesi için onu hiç zorlamadık, ya da onu yaşıtlarıyla hiç kıyaslamadık. Zaten çocukların hiçbir konuda, diğer çocuklarla kıyaslanmalarını doğru bulmuyorum.
- Oğlumun konuşabilmesi için sadece elimizden geleni yaptık; sonuçta her çocuğun emeklemesi, yürümesi gibi konuşmasının da belirli zamanları var. Sadece varsa içindeki potansiyeli ortaya çıkarmaya ve onu kendisini ifade edebilmesi için destek olmaya çalıştık.
- 3 aydan başlayarak onunla sürekli konuştuk, basit ama net cümleler kullanmaya çalıştık.
- Gösterdiğimiz nesnelerin isimlerini ilk kez duyuyorsa bir değil, birkaç kez tekrar ederek söyledik. Bu esnada harfleri ezmek gibi bebekçe ifadeler kullanmadık.
- Günlük yaşamda yaptığımız aktivitelerin ne olduğunu daima anlattık. “Bak şimdi meyve yiyeceğiz”, “Şu an bezini değiştiriyorum”, “Bak, araba gelmiş” , “Şimdi pantolonumuzu giyelim”, “Birazdan markete gideceğiz, süt alacağız” gibi..
- Sıkılabileceği ortamlarda onu oyalamak için daima bir şeyler anlattık, örneğin hayvanları ve çıkardıkları sesleri bezini değiştirirken öğrendi 🙂
- “Nerede?” soruları ile nesneleri bulma oyunları oynadık. Evde, parkta, sokakta karşılaştığımız nesneler ve olaylar hakkında kısa kısa konuştuk. “Getir, at, tut, bul, çevir” gibi eylemleri de biz göstererek, ya da oyunlar eşliğinde öğrettik.
- Meraklı olduğu ve “o ne” sorularına başladığında aynı soruyu 35 kere sorsa dahi hep aynı şekilde cevap verdik. Onu başımızdan savmadık, sorularını geçiştirmedik.
- Eğitici oyun kartlarından faydalanıyoruz, kelime hazinesini geliştirmek için çok yararlı oluyor.
- Benzer şekilde, eğitici oyuncaklardan faydalandık, oyun esnasında konuştuk. Taşıtlar, balıklar, şekiller gibi tematik oyuncakların çok faydasını gördük.
- İlk 2 kelimelik cümlesini 15 aylık iken kurmuştu. Bu zamandan sonra nesneleri anlatırken, onları renk şekil büyüklük gibi sıfatlarla oğluma öğrettik. “Mavi araba gitti”, “Yeşil küçük balık nerede?” , “Büyük şemsiyeyi alalım”, “uzun bir kule yapalım” , “kırmızı üçgen legoyu da alalım” gibi kavramlarla konuştuk. Bu minnoşlar o kadar akıllı ki kısa zamanda kapıveriyorlar 🙂 Şu an öğrettiğimiz renkleri, büyük küçük kavramlarını, şekilleri,
- Hikâye kitaplarından aldık, okurken kitabın üzerindeki resimler üzerinden konuştuk.
- Oyunlarda, hikayelerde, günlük hayatta, sayıları pekiştirmeye başladık. “3 kuzu” , “5 araba” “4 parmak” diyerek tekrarlar yaptık. Bir yerden sonra birden fazla olan nesneleri fark edip keyifle saymaya başladı. Şimdi bazı rakamları atlasa da 20’ye kadar sayabiliyor.
- Televizyonu hayatımızdan epey bir çıkardık. Telefon ve tableti eline vermedik, umarım bu konuda hep bu şekilde tutarlı gidebiliriz. Hiç izlemedi diyemem, ama çok kısıtlı davrandık.
- Şarkı ve ninniler söyledik, çocukların ezber yeteneğine şapka çıkartmak gerekiyor 🙂
Şu an 4 kelimelik cümleler kurabiliyor, geçen sene ilk yürümeye başladığı zamanlarda aldığı keyfi şimdi konuşurken alıyor 🙂
İletişim önemli, konuşun annelerim konuşun 🙂
www.pixabay.com