babyhand-1431261-1280x960

Bir önceki gün yayımlanan yazının kaldığı yerinden doğum hikayesine devam edelim…

***

Bilmez miyim ki bağırmamak insanın elinde olmuyor ama bağırırken harcanan enerjiyi deriiiiiin derin nefeslere almaya çalışarak geçirmek daha iyi geldi bana.

Derin nefes al, nefes ver, nefes al nefes ver…

On dakika aralıklarla ritmik hale gelen sancı bir gidip bir gelirken,  doğum anı yaklaştıkça önce beş, sonra üç dakika aralıklara inmeye başladı.  Sancıların arasında dinlenebildiğim ve sancısız geçen dakikalar azalmaya başlamıştı. Sancıların birisi biterken artık neredeyse diğer sancı geliyordu.

Eşim ellerimi tutarak bana destek olmaya çalışıyordu.

Sanırım sıkmaktan parmağını hafifçe morartmış olabilirdim…

Bu esnada neredeyse saatte bir, iki kat merdiven inerek doğumhaneye girip,  doktorum tarafından muayene ediliyordum. Muayene bittikten sonra yeniden yukarı çıkıyordum.  Akşamüzeri beş civarıydı ve doktorum halen bebeğin yeteri kadar aşağı inmediğini söylüyordu, ben de endişeleniyordum biraz çünkü hem birkaç saat daha sancı çekmek, ya da daha kötüsü bu kadar saat sancı hissettikten sonra son anda sezaryen doğum yapmak istemiyordum…

Merdiven basamaklarını inip çıkmak saatler ilerledikçe zor gelmeye başlamıştı ancak hareket etmem doğumu kolaylaştıracağı için sesimi çıkarmıyordum…

Aslına bakarsanız sesimi çıkaracak halim de yoktu zaten…

Hamileyken, normal doğum süreci ile ilgili okuduğum bir yazı beni çok etkilemişti…

Yazıda,  doğumda hissedilen “sancı” kelimesi yerine “dalga”  ifadesi kullanılmasının daha doğru olduğu belirtiliyordu.

Yazıyı okuyunca ben de kendime şu sonucu çıkarmıştım…

Doğum hadisesini korkunç acı çekilen bir vaka olarak tanımlamak yerine; beni bebeğime kavuşturacak bir “dalgalanma” olarak düşünmek çok daha sevimli geliyordu.

Zaten bu hissi anlatabilmek için “dalga” tanımından daha iyi bir tanım olamazdı sanırım. Çünkü adeta bir dalga gibi bir yükselip, bir alçalıyordu içimdeki deniz. En güzeli kendini dalgaya bırakmaktı.

Ben Karadeniz kızıydım ve çocukluğum Karadeniz’in dalgalarıyla oynamakla geçmişti.

O zaman şimdi hayatımın deniz macerasına hazır mıydım?  Evet, hazırdım bence…

Dalgalar gitgide yükselirken, gittikçe halsiz hissetmeye başlamıştım.

Artık eşimin ellerini sıcak mecalim bile kalmamıştı.

Uykum geliyordu, kasılmalar arasında artık sadece birkaç saniye dinlenebiliyordum ki o anda uyuma arzusu gözkapaklarımı ağırlaştırıyordu.

Adeta ayakta uyuyordum…

Çok büyük bir ıkınma hissiyatına sahiptim, anlamıştım, artık doğurmak üzereydim…

Hemen doğumhaneye alındım, eşimle kapının önünde ayrıldık ve içeri girdim..

Doktorum ve ebeler işini iyi bilen, kendimi rahatlıkla teslim ettiğim insanlardı. Bir tanesi de elimi tutuyor, “haydi” diyordu teşvik edercesine…

Haydi ıkın”, “bir daha” ,”bir daha”, “bak oğlun geliyor” derken on beş dakika içinde saat 18:35 civarı minik bebem doğdu…

Suni sancı olmadan, epidural iğne kullanmadan, kesik atılmadan, kasılmaları gezinerek geçen doğal, kendi halinde bir doğumdu…

Hayatımda yaşayabileceğim en mucizevi tecrübeydi…

Doktor sayesinde nihayete eren ama en büyük görevin anneye düştüğü bir güzel olay…

Ne zaman hatırlasam ömrüm boyunca yüzümde gülümseme bırakacak, eşim ve ailemle her anına tanıklık ettiğimiz

Kimse normal doğum yaptığı için daha çok anne değildir; kelimelerim, normal doğumdan korkan ya da istemeyen anne adaylarına, kendi tecrübemi ifade ediş biçimimdir yalnızca…

Binlerce yıldır, milyonlarca kadına bahşedilmiş bir güzelliktir bence…

Gerçekten normal doğum mu yaptın? Tebrik ederim!”  diye hayretler içerisinde kalanlara anlatmak istediğim hadisedir…

Tebrik edilecek bir durumdan öte, annelerimizin ve dahi birçok kadının ömürlerinde çoğunlukla birden fazla kez tecrübe ettikleri bir doğal bir olay…

Her ne kadar günümüzde artan sezaryen doğum nedeniyle, normal doğum yapmış olmak, adeta anormal karşılansa bile, doğal olanı, en doğalı…

Her bir canlının edindiği yavrusunu dünyaya getirme şekli gibi insana bahsedilmiş yöntem de bu şekilde… Eğer milyonlarca kadın bu yöntemle doğum yaptı ise ve anne ile bebeğin sağlık yönünde bir problemi yoksa bizlerin, sizlerin de aynı yöntemle yavrusunu edinebileceği hadise…

Korkmayın, imkânınız varsa, doktorunuz da uygun gördü ise, normal doğumun tadını çıkarın…

Korku ve endişelerinizi az tutmaya bakın, çünkü sonundaki müjde çok büyük, çok mucizevi…

 

Foto:  http://tr.freeimages.com/