20160927_182410-01

Bir sonbahar ayında doğmuş olmamın etkisi midir bilinmez, yazın bunaltıcı sıcaklarından sonra serinleyen hava, çiselen yağmur, boynuma doladığım renkli şallar sonbaharın birer müjdeleyicisi gibi geliyor bana.

Kuşkusuz ki doğanın en çeşitli renk tonuna büründüğü mevsim sonbahar…

Henüz yazın etkisinin halen hissedildiği günlerden bir gün bugün de ama baharın “son”lanması yakındır…

**

İsterdim ki orman kenarında bir evim olsun,

Her sabah erken yapılan bir kahvaltı sonrası oğlumla birlikte yürüyüşe çıkalım. Ağaçların etrafında koşturarak oyunlar oynayalım.

Sararıp yere düşen yapraklardan ve çalı çırpıdan toplayalım.

Elimize büyüteçlerimizi alıp “aaaaa, bak burada ne var” diye minicik canlıları seyredip hayrete düşelim.

Sincaplara ekmek atıp hızlı ve ürkek bir şekilde yiyişlerini seyredelim.

Lakin gerçekler farklı elbette…

O zaman kendi gerçekliğimizde neler yaptığımıza bakalım.

**

Bir yönden şanslı sayılırım, küçük ama yeşilliği küçüklüğüne nazaran fazla olan bir sitede oturuyoruz.

Bahçede biraz dedektifçilik oynayarak, Berk için bir sonbahar tanıtım etkinliği yapabiliriz diye düşündüm.

Geçen akşam işten döndükten sonra,  sitede minik bir tura çıkarak yere düşmüş çalı çırpı, yaprak, dal aradım…

Henüz bu kadar sonbahar gelmemiş olsa gerek, zengin bir ganimetle eve dönemesem bile Berk için yetecek kadarını toplamıştım.

20160927_180953-01

Birkaç kuru yaprak, dalından kopmuş yeşil yaprak vb. alabildiklerimi toplayıp eve geldim.

Internet üzerinde çokça denk geliyordum yaprak baskılarına. En son “Bebeklecocuklagezmek” sayfasında renkli yaprak baskılarını görünce,  resmen içim açıldı.

Ben de Berk’e yardım edersem en azından işin estetik kaygısından bağımsız, sadece birlikte keyifli bir zaman geçirme amaçlı bir şeyler yaparız, neden olmasın?

Dedim…

Berk getirdiğim yaprakları görünce “Ben de yaprak toplicaaaaaam” diye etrafımda dönüp durmaya başladı.

Hemen önlüğünü giydirdim, sonra da geçtik masanın başına.

Önce örnek olarak ben bir baskı yaptım, sonra verdim fırçayı eline..

20160927_182616-01

O da bazen yaprağı, bazense, sayfanın kalan boş kısımlarını boyamaya başladı.

Her renkten ufak ufak alarak yaprakların üzerini karışık boyadık ve baskı yapmaya çalıştık. 

Bir de isminin ne olduğunu bilmediğim üzerinde minik topları bulunan dallı bir bitkiyi alıp getirdim.

Bunu da boyaya batırıp kağıda gelişigüzel karaladığınızda, ortaya rengârenk bir tablo çıkıyor.

Annemin yıllar boyu sakladığı ortaokul resim defterimin üzerine yaptık baskıları…

20160927_182629-01

Bir gün aynı deftere oğlumun minicik boyalı ellerinin değeceğini hiç düşünmezdim…

Ne mutluluk…

Bu rengârenk yaprak baskıları yeniden yaparak, beyaz sade bir çerçeve içine yerleştirip duvara da asabilirim ileride…

El emeği, göz nuru olmaz mı?